MEHMET
ÇINARLI DİYOR Kİ
“Bir
büyük karanlıktan, bir büyük adamın önderliğiyle, canımızı dişimize takıp
savaşarak, aydınlığa çıkmıştık. Kendimize güvenimiz sonsuzdu. Yenmiş olduğumuz
güçlükleri gözümüzün önüne getirip, yenemeyeceğimiz hiçbir güçlük olmayacağını
sanıyorduk. Bu güven duygusu yurdumuzun yeniden yaratılması çabasında bize
kuvvet verdi.
Ama,
çok geçmeden onun bir güç kaynağı olmaktan çıkıp, kuru bir övünme vesilesi
haline geldiğini gördük. Bu iman artık kafamıza, bileklerimize değil, çenemize
kuvvet veriyordu. Büyük iş yapma yerine, büyük lâf etme yarışına girdik. Bunun
tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanması olağandı. Öyle oldu.
Ve biz bu hayal
kırıklığının etkisi altında kendimize olan
güvenimizi yitirdik.
güvenimizi yitirdik.
Bize
her şeyden önce bir ruh kalkınması gerek. Bunu sağlamanın yolu her ne ise
aramalıyız. Eğer, düşmanlıkları ortadan kaldırıp
birbirimize sımsıkı bağlanmamız; milletimizin iyiliği için şahsî çıkarlarımızı bir kenara bırakmayı öğrenmemiz; aşağılık duygusunun
verdiği miskinlikten kurtulup, kendine güvenme gücünü yeniden kazanmamız, milletçe yeni bir savaşa girmemize bağlıysa,
içimden böyle bir felâketi bile istemek gelir”.
birbirimize sımsıkı bağlanmamız; milletimizin iyiliği için şahsî çıkarlarımızı bir kenara bırakmayı öğrenmemiz; aşağılık duygusunun
verdiği miskinlikten kurtulup, kendine güvenme gücünü yeniden kazanmamız, milletçe yeni bir savaşa girmemize bağlıysa,
içimden böyle bir felâketi bile istemek gelir”.
(Kurtuluş
Yolu – Eylül 1964)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder