ATATÜRK
Şöyle bir soru sorsam…
Toplum olarak Atatürk’ü…
Onun ilkelerini…
Gerçekleştirmek istediği devrimleri…
Atatürk’e düşmanlık edenlerin kimler
olduğunu ve bunu neden yaptıklarını…
Cumhuriyet öncesi ve sonrası çıkarılan
gerici isyanların amaçlarını öğretebiliyor muyuz?
Aslına bakarsanız öğrettiğimiz söylenemez…
Neden öğretemediğimize gelince, bu konuda
biraz geriye giderek anımsatmada bulunalım, ne dersiniz…
Yıl 1949, Türkiye ABD ile bir eğitim
anlaşması imzalıyor…
O anlaşma ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın
tepesinde 4’ü Amerikan, 4’ü Türk 8 yetkili bulunuyor tabi ABD büyükelçisinin
konumunu da unutmamak gerekiyor…
İşte bu komisyon, bizim tüm eğitim
politikalarımızı daha açıkçası hangi derste neyin ne kadar öğretileceğine karar
veriyor…
Yani neredeyse 1949’dan sonra Atatürk çok
yüzeysel bir şekilde öğretilir hale geliyor…
Çünkü;
Batılı devletler Kurtuluş Savaşı’yla
yenilmenin acısını asla unutmamaktadır…
Ve o gün gerçekleştiremedikleri Sevr’in
uygulanabilmesi için hemen her fırsattan yararlanmaktadırlar…
Böyle olunca Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet
ve ulus devlet haliyle en önemli hedefleri haline geliyor…
Ve bu hedeflerinden hiç
vazgeçmemektedirler…
Bugün ülke içinde tartışılan konulara
bakın, hemen tamamında ulus devlet ve kimliğin tartışma konusu yapıldığını
göreceksiniz…
Dolayısıyla ülkemizde yaşanan saflaşma da
ulus devletten yana olanlarla emperyalist işbirlikçileri arasında
yaşanmaktadır.
Ne tartışılıyor bu gün esas olarak…
En başta ana dilde eğitim, elbette yanı
sıra kamuda anadilde hizmet ve anadilde savunma hakkı…
Peki, hemen her konuda örnek alınan batı
ülkelerinde, örneğin anadilde kamu hizmeti türünden bir uygulama var mı?
Ya anadilde eğitim…
Açıkça söylüyorum, asla böyle bir uygulama
yok.
Ama ısrarla ülkemizin dil birliği konusu
tartışmaya açılmakta ve bu yolla ulus kimliğimiz parçalanmaya çalışılmaktadır…
Aslına bakarsanız türban benzeri
faaliyetleri de bununla birlikte değerlendirmek gerekiyor…
Çünkü kılık kıyafet devriminin amacı da
toplumda görünürdeki etnik ve dinsel farklılıkları geri plana atarak en azından
toplumun bir araya gelmesi sağlanarak ulus meydana getirmekti…
Biliyorsunuz hedef ulus kimliği parçalamak
olunca ister istemez etnik ve dinsel kimliklerin kılık kıyafetle ortaya çıkması
ve toplumda bu yönde kutuplaşma yaratması isteniyordu…
Ancak tüm çabalarına karşın istedikleri
başarıyı sağlayamadılar, ancak vaz da geçmediler işte bu kez sıra tekke ve
zaviyelerde…
İstiyorlar ki ulus kimliği kalksın, toplum
her türden tarikat ve cemaatin cirit attığı bir hale gelsin
Tabi bu durumda Cumhuriyet kalır mı?
O da son bulsun…
Sonrasında kurulacak devletin adı bile
zaman zaman tartışılıyor kimi yeni Osmanlı diyor, kimi ise Büyük Anadolu
Devleti…
Bunlar hem ulus devlet değil, hem de
adında Türk’te yok…
Sözün özü…
Hedefte en başta ATATÜRK ve ulus kimlik
bulunduğuna göre birleşme ve mücadelenin yolu da Atatürk ve ulus kimlik olmak
zorundadır…
Yani ya birleşmeden yana olunacak ya da
parçalanmadan…
Ortası yok!
NusretKebapçı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder