AYASOFYA’NIN ÇANLARI
(YA DA İSTANBUL’UN İKİNCİ FETHİ)
Boğaz’ın derin sularına
Çevriliyken topları padişah
saraylarına demirli düşman zırhlılarının
Onların dev bacalarından yükselen
kapkara dumanlar
Kaplarken İstanbul’un ufkunu
Sarayının duvarlarına kadar küçülmüş
İmparatorluğunun
Görüyordu son sokaklarını
Penceresinden Osmanlı’nın son
sultanı!..
Tıkadı kulaklarını ve daldı her
zamanki uykusuna,
Şehrin Hıristiyan mahallelerinden
dalga dalga gelen
Kilise çanlarının zafer çığlıklarına.
İşte o acı günlerde
Yükseldi bir umut sesi
Anafartaların O yenilmez askerinden
Görünce demir atmış çağın en büyük
donanmasını Boğaz’da
“Geldikleri gibi
giderler” dedi bütün dünyaya.
Oysa bu düşman tekneleri,
Ne bir gösteri ne bir dostluk
ziyareti için
gelmemişlerdi buraya.
Koca gövdelerini, kalın zırhlarını
Boğaz’ın soğuk sularında yıkayan bu
gemiler,
Uzak ülkelerinden bin yıllık
saltanatı yıkmak için gelen
Zenginliklerinin gücü, güvencesi,
gururu,
Bu ölüm makineleri,
Gittiler geldikleri gibi sonunda birer
birer;
Arkalarında bir yığın gözyaşı,
Bir yığın acıyı bırakarak
topraklarımıza…
Ama gittiler işte.
O’nun söylediği düşündüğü gibi…
Toplayıp Boğaz’ın sularına vuran
karanlık gölgelerini
Toplayıp düşman görüntülerini Türk
Yurdu’ndan
Marmara ufkunda kaybolup gittiler bir
gün gözden;
Korkunç umutlarını
gerçekleştiremeden,
Kışkırtıp Anadolu’ya saldıkları Yunan
hayallerini
Yüzüstü bırakarak…
Gittiler geldikleri gibi.
Evet siz Büyük Fatih’in Büyük Soyu,
Bu yurdun gerçek çocukları bilin,
unutmayın,
Bilin kimdir İstanbul şehrinin ikinci
Fatihi;
O’dur size kişiliğinizi yeniden
kazandıran,
O’dur ulusuna vatanı yeniden vatan
yapan!
Sabah akşam ve her zaman
O’nu kötüleyen zehirli dil, kara
vicdan!
O’na borçludur dinini, bugünkü
yaşamını ve her şeyini!
Ancak O’nun zaferiyle İstanbul’un ve
Anadolu’nun ufkunda,
Bir daha uyanmadı
Ve uyanmayacak Ayasofya’nın susmuş
çan sesleri!..
*
Orhan
ÜLKÜLÜ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder