26 Temmuz 2012 Perşembe

Cepli Kefen Çağı

CEPLİ KEFEN ÇAĞI

Damlada deryayı gören kalmadı,
Bir lokma, bir hırka yetmiyor artık.
Doyduğundan haber veren kalmadı,
Açgözlülük fren tutmuyor artık.

Damlada deryayı gören yok, peki
Deryada deryayı fark eden hani?
Tamaha kaptırmış herkes kendini,
Kimse başka dava gütmüyor artık.

Bir lokma, bir hırka az geliyorsa,
On lokma, on hırka yeter desek ya,
İstiyoruz daha, daha, hep daha,
Ocaklar şükürle tütmüyor artık.

Yüz lokma, yüz hırka da azdır elbet,
Bürümüş gözleri hepten maddiyet,
Ne bet var ortada, ne de bereket,
Hırslar tükenmiyor, bitmiyor artık.

Bin lokma, bin hırka olsa ne yazar?
Kefenlerimizin şimdi cebi var,
Neler ve de neler alacak kadar,
Bezirgan düz kefen satmıyor artık.

Yılmaz AYBAR

Bayrağım

BAYRAĞIM

Ey, mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim ! 
ARİF NİHAT ASYA

22 Temmuz 2012 Pazar

Vahşi Batı'nın Soykırımı

“Vahşi Batı” nın Soykırım Sicili
*Vahşi Batı'nın soykırım ve katliam sicili bozuk, sabıkası kabarıktır. *
*Kıbrıs Rum kesimi; *Katliamların başladığı 1912 yılından, Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapıldığı 1974 yılına kadar 1000'i aşkın Türk, Rumlar tarafından öldürüldü.
*Yunanistan: *1829'da Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasıyla Mora'daki Türkler göçe zorlandı, 20 bin Türk katledildi. 1923 yılında Lozan'da imzalanan Türk ve Yunan azınlıkların karşılıklı mübadelesine ilişkin anlaşmanın ardından Batı Trakya bölgesinde yaşayan Türkler üzerinde sistemli olarak 'etnik ve kültürel soykırım' başlattı. Türklerin hukuki, siyasi, kültürel ve dini haklarının kısıtlanması ibadetlerine izin verilmemesi gibi yoğun baskılar sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.
*Belçika: *1.Dünya Savaşı'nın ardından Ruanda'nın yönetimi
Belçikalılardaydı. Belçika sömürgesi altındaki Ruanda ve Kongo'da 10 milyondan fazla insan soykırıma uğradı.

*İtalya: *Libya'da 1911'den 1940'lı yıllara kadar uyguladığı imha operasyonları ve çölün ortasına kurduğu toplama kamplarında yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetti. İtalya diktatörü Mussolini, Etiyopya'da ve Yugoslavya'da 300 bin insanı katletti.
*Fransa: 1*830 yılında Cezayir'i işgal etti. 132 yıl boyunca Cezayir'i işgal altında tutan Fransa, 1954-1962 yılları arasında 1.5 milyon Cezayirliyi katletti. Fransa, 1.Dünya Savaşı'nda da 900 bin Afrikalının ölümüne sebep oldu.
*Almanya: *1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğu'nu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle diğer milletlerden ve etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında,fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Gerek Almanya gerekse de Almanların işgal ettiği diğer ülkelerde yaşayan 2 milyon Yahudi sistematik bir biçimde vurularak, asılarak, yakılarak ve zehirlenerek öldürüldü. Almanlar 1891 yılında da hammadde ve işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Namibya'ya sömürge kurmak amacıyla çıktı. Adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taarruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden 117 bin insanı katletti. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi.
*Danimarka: *1945 yılında 250 bin Alman mülteciyi ölüme terk etti. Sovyet Ordusu'nun Alman topraklarına doğru ilerlemesinden kaçan 250 bin Alman mülteci Danimarka'ya sığındı. Üçte birini 15 yaşından küçük çocukların oluşturduğu Almanlar tel örgülerle çevrili toplama kamplarına alındılar. Binlerce çocuk ve yetişkin tifüs, bağırsak iltihabı ve ishal sonucu yaşamını kaybetti.
*İspanya: *İspanya diktatörü Francisco Franco, ülkesinde 30 bin muhalifini öldürttü. İspanyollar Amerikalılarla birlikte milyonlarca Kızılderili'yi katletti.
*İngiltere: *1788-1938 tarihleri arasında sömürgeleştirmek amacıyla gittiği Avustralya'da yerleşik yerli halk Aborjinleri sistematik olarak yok etti. İngilizlerin aralarına salgın hastalık yaydığı, bununla da yetinmeyip yemeklerine zehir katarak yok etmeye çalıştığı 750 bin Avustralya yerlisinden geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi. ABD'nin katliam ortağı.
*Rusya: *Lenin, 1917-1920 yılları arasında 30 bin muhalifini infaz ettirdi. 1944 yılında Rusya, Çeçen, İnguş, Karaçay-Malkarlar ile Kırım Türklerini trenlere bindirerek Sibirya ve Kazakistan'a sürgün etti. Bu sürgünde 500 bini aşkın Müslüman Türk yollarda öldü. Rusya'nın Çeçenistan'a yaptığı saldırılarda da 200 binin üzerinde sivil katledildi.
*ABD: *Amerika, soykırımlara Kızılderilileri katletmekle başladı. Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Saldırılarda çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi
öldü. Amerika'nın Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişi öldü. ABD'nin Vietnam'ı işgali ise 70 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı. ABD Felluce'de 1500 sivili öldürdü. İngiliz Tıp Dergisi Lancet'in yaptığı araştırmaya göre Irak'ta ABD işgali dolayısıyla ölen sivillerin toplam sayısı 655 bin.

Hala Suriye'de katliam yapılıyor diyen çığırtkanlar kim adına ne için bunu yapıyor dersiniz?
*Günün Sözü*: Haksızlık yapanın gücü de biter, bu kez kendisi aynı zillete düşer. 

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Memleket İsterim

MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun,
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun,
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun,
Kış günü herkesin evi barkı olsun.


Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun,
Olursa bir şikâyet, ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

15 Temmuz 2012 Pazar

Beni dostlarım öldürür

Beni Dostlarım Öldürür

Dost düşman önümde yürür
Bilmedim asıl dostu
Dostların canıma kastı
Beni dostlarım öldürür.

Ağamsın kardaşımsın der
Gülerek kalbime girer
Sinsice için için yer
Beni dostlarım öldürür

Sevmek değil sanki tapar
Uzattığım elim kopar
Bir gün beni apar topar
Mutlak dostlarım öldürür.

Tufan bu derde yok ilaç
Etme kimseyi başa taç
Sana dostum diyenden kaç
Seni dostların öldürür.

Ahmet Tufan ŞENTÜRK

12 Temmuz 2012 Perşembe

Banu Avar yazdı

‘BABAAA!’ DİYE HAÇLI ORDUSUNA KOŞMAK!
NATO:  ‘Ben yokum  ama  sen  devam et!’  dedi!

NATO terör örgütünün   Jet krizinde Türkiye’ye ne diyeceğini 2 gün önce söylemiştik.. İşte bugün öğlende söylediler! ‘Ben yokum ..Sen devam et!’
Haçlı Ordusu NATO  genel sekreteri Rasmussen  ‘Türkiye’ye desteğini’ açıkladı ve ‘Suriye’yi kınadı’..Başka da bir şey demedi.  Çünkü Türkiye  kendini asli üye zanneden bir ‘HEDEF’ ülke!  Kendini özgür zanneden bir KÖLE!
Kendini ‘BÜYÜK’ zanneden ama sadece verilen ‘gaz’ ile idare eden elinde avucunda ne varsa alınan, askeri kafese tıkılan, sürekli evlatları ‘harcanan’, yanlış politikalarla tüm bölgede nefret toplayan ve efendilerine hiç yaranamayan bir KÖLE!
Ve BATININ DELİ GÖMLEĞİ’nde!
1950’den beri tarafında yeraldığımız eli kanlı küresel ‘camia,  hedef ülkeleri birbirine kırdırarak ilerlemektedir.. Bu onyıllardır böyledir.. Şimdi sahneye konulan oyun, Türkiye’nin arkasına geçip Suriye’ye doğru itme oyunudur.  Tüm küresel odaklar ve bağlı kuruluşlar Suriye’ye askeri bir harekatı DIŞLAMIŞTIR. Tüm Batı alemi ekonomik krizle sarsılmaktadır.. Hiçbirinin nefesi yeni bir savaşı kaldıramayacaktır...Ayrıca karşılarında Rusya İran, Çin ve Avrasya ülkeleri vardır.. 
 ‘Bölge lideri’ ‘Büyük Türkiye modeli’nin padişahları   sürekli ‘şap’a oturmaktadır... Bu ‘şap’a oturma 1950’lerden beri tekrarlanmaktadır.. Profesör  Mehmet Yuva son yazısında hatırlattı:
Adnan Menderes de aynı odaklar tarafından Suriye konusunda aynı ateşe atılmış sonra da yalnız bırakılmıştı!   1957’de Amerika ve İngiltere gizli örgütleri Türkiye öncülüğünde Suriye’de örtülü operasyon, suikastler, ayaklanma  planları yapmışlar, plan işlememiş, ama Türkiye’nin başına gelmeyen de  kalmamıştır..
Emperyalizmin çizdiği planda ‘GÖREV’ alanlar  önce kendileri yanarlar.. Bu kural unutulmamalıdır..
 Bu oyun bayat oyun!
Batının tarihi hedef ülkeleri kışkırtma, birbiriyle çatıştırma, örtülü operasyonlar yapma tarihi..
Eric Draitser  Global research’de yazmış:
2. Dünya savaşında Nazi tetikçileri, Polonya askeri kıyafetleri içinde,  Alman Radyo istasyonuna saldırmışlardı. Haber, Polonyalılar Alman radyosunu Basti’ seklinde yayıldı.Fotoğraflarda, yerlerde yatan cesetler vardı, ve hepsi naziler tarafından ‘ayarlanmıştı’.  Bu olay Polonya’nın Nazi işgaline BAHANE oldu ve 2. Dünya savaşı resmen başladı!
Vietnam Savaşı da benzer bir operasyonla başlamıştı.. Kuzey Vietnamlılar 2 Amerikan hücumbotunu kasıtlı olarak vurmuşlardı.. Ve bu BAHANE  Amerika’nın Vietnam’ı işgaliyle sonuçlandı. Yıllar sonra bu  olayların  nasıl uydurulduğu ortaya çıktı ama bu küresel kan tacirleini durdurmadı..Onların amacı SAVAŞ için gözünü kan bürümüş toplumlar yaratmak, çatıştırmak ve sonucunda kanla gelen topraklara el koymaktı. Bugün de öyle!
 Bu ‘SİSTEM’  savaşsız yürümüyor.. Mesele bu.. Savaş için her türlü yalan dolan, örtülü açık operasyon mübah..
SİSTEM  yani emperyalist odakların içinde yaşadığı ‘orman kanunu’nun uluslararası hukukla filan hiç ilgisi yok! Onlar  ULUS DEVLETLERi ortadan kaldırmak tek dünya devletini kurmak, tüm kaynaklara el koymak ve Dünya İmparatoru olmak istiyorlar…Ulus devletine sahip çıkan devletler  hedef tahtasında.. Suriye de bunlardan biri!  O zaman savaşa sürüklenmeli!  Kimle mi!
Bir sonra hedefe girecek olan, ama şimdi ‘Dayı’lanma görevi alan  Türkiye ile!
Bunun için her türlü mekanizma çalıştırıldı.. Olaylardan bir buçuk yıl önce Türkiye’nin sınıra çadır kent kurması sağlandı..El Kaide, İslami Cihad, Özgür Suriye Ordusu adı altında  CIAyönetiminde terör çeteleri  Türkiye’ye konuşlandı. Katar’dan medya operasyonu, Suudlardan para sağlandı…Suriye halkı durumu görüp ikinci bir Irak ve Libya olmak istemedi direndi..  Tehlikenin tüm Avrasya’yı kaplayacağını gören İran, Rusya ve Çin onu destekledi.. Bir tek türkiye  kendisinin de aynı torbada olduğunu göremedi! Sırtlanlarla elele verdi...
Sırtlanların Suriye’yi çökertme Projesi 15 aydır gerçekleşemedi! 
O zaman yeni bir Gleiwitz,Alman radyosu basma operasyonu, yeni bir Vietnam hücumbot saldırısı oyunu, yeni bir  Küba- USS Maine gemisini batırma tiyatrosu gündeme geldi.. Ve bir jet uçağı kimbilir nasıl bir emirle, Suriye kara suları ve hava sahasında 100 metre irtifada uçarak, keman teli gibi gergin,  bombalanmayı bekleyen bir ülke tarafından yere indirildi!

Vebali sizindir ‘Stratejik derinlik’ ustaları!  Komşularla ‘Sıfır  Soruncu’lar!
‘Baba!’ diye NATO haçlı ordusuna koşanlar!
Ve şap’a oturanlar!  Allah beterinden saklasın! Allah sizi Batının deli gömleğinden çıkarsın!  Allah  bu yüce milleti   NATO macerasına ram olmaktan sakınsın!

Banu AVAR


Behramoğlu

ATAOL BEHRAMOĞLU
DİYOR Kİ

Bütün insanları dostun bil,
Sevginin ürünüdür insan,
Nefretin değil…
Zulmün önünde dimdik tut
Onurunu,
Sevginin önünde eğil!..

Kurtuluşumuz

KURTULUŞUMUZ

Bir zamanlar yurdumu sarmıştı o sinekler
Yürekler keder dolu titriyordu ilikler
Tarihinden süzülüp gelen Mustafa kemal
Sancağı kaldırınca şaştı kaldı güdükler

İstanbul’dan yol alıp kollarını sıvadı
Sırtını kaya gibi milletine dayadı
Ya istiklal ya ölüm haykırırken yürekten
Bayrağı al rengine yeni baştan boyadı

Düşmanların sayısı yıldırmadı hiç onu
Türklerin esareti nasıl olurdu konu
Hasta adam diyerek yola çıkan devletler
Asla ummuyorlardı böyle feci bir sonu

İçerdeki hainler önüne durun derken
Gördüğünüz her yerde boynunu vurun derken
O ise hiç korkmadan dolaşıyordu yurdu
Bastığı her bir yere bin tuzak kurun derken

Kabul edemiyordu yurdunun işgalini
Kaldırmıyordu gönlü perişan ahvalini
(Cephelerden cepheye koşup da duruyorken)
Bir daha çiziyordu Türklerin eşkalini

Amasya, ve Erzurum, Sivas kongreleri
Yeniden topluyordu dağılan çerileri
Halkın uyanışından öyle çıldırıyordu
İçerden, dışarıdan, kin kusan birileri

Yirmi üç nisan günü ilk meclisi topladı
Milletin gayretini bir kez daha yokladı
Gördü ki kadın erkek genç ihtiyar ve yaşlı
Hepsi aynı hedefte sevincini sakladı

Ezelden biliyordu Türklerin hasletini
Ezdirmezdi düşmana ilini milletini
İşte o zaman dedi bir Türk cihana bedel
Bir kez daha görünce üstün meziyetini

İlleri birer birer çekip kurtarıyordu
Kuracağı devletin yolunu arıyordu
Düşmana kucak açan bazı miskin kişiler
Çılgın Türkler diyerek bir de (sırtarıyordu)

Dilden dile gezerken Mustafa Kemal adı
Artık görülüyordu kurtuluşun miladı
Bölük bölük düşmanlar denize dökülürken
Anladı bütün cihan Türk yine yıkılmadı

Atamız sayesinde kurtuldu güzel vatan
Dua kıldı toprakta kefensiz şehit yatan
Dağlar taşlar kutlarken Türklerin zaferini
(Yer yarılsa da girse düşmana çanak tutan)

Artık yurdumuzdaki zor günler bitiyordu
Milletçe verilen ders hepsine yetiyordu
Tüm dünya bir kez daha Türklerin kudretine
Tarihin sahnesinde şahitlik ediyordu

İşte bu zorluklarla kurdu cumhuriyeti
Kadın erkek demeden verdi tam hürriyeti
Muhtaç olduğun kudret kanında mevcut derken
İşaret ediyordu Türk’teki cesareti

tarihten biliyordu Türk esir yaşayamaz
Esaret zincirini boynunda taşıyamaz
Öyle bir ders verdi ki Türk’ü bilmeyenlere
Dünyanın sonuna dek hiç kimse unutamaz


Dost düşman hayran kaldı Ata'nın gayretine
Nutkunu siper kıldı kurduğu devletine
İnanmayan kalmadı askerlik dehasına
O Mevlâ’nın lütfuydu şanlı Türk milletine

Yılmaz ARSLAN  (15.03.2012)